Kaplumbağa

Kaplumbağalar, Testudines takımını oluşturan, sert ve kemiksi bir kabuk içinde yaşayan, ağır yürüyüşlü, dört ayaklı sürüngenlerdir. Kaplumbağaların hareketleri ne kadar yavaş ve temkinliyse, tarih boyunca gelişimleri de o kadar yavaş olmuştur.

Kaplumbağalar, diğer sürüngenlerle birlikte Mezozoik dönemin ilk evresi olan Trias Çağı'nda ortaya çıkmışlardır. 200 milyon yıldan beri kaplumbağaların vücut yapılarında önemli hiçbir değişiklik olmamıştır. Bu durum, kaplumbağaların dünyada soyu henüz tükenmemiş en eski hayvanlar arasında yer aldığını göstermektedir.

Kaplumbağalar açlığa pek dayanıklıdırlar ve çok uzun ömürlüdürler. Yüz, yüz elli yıl kadar yaşayabilirler.

Kaplumbağalar sık sık kış uykusuna dalarlar. Yaşadıkları çevrede sıcaklık düşmeye başladığında, kara kaplumbağaları kendilerine kuru topraklarda bir delik kazarak bütün kışı orada geçirirler. Deniz kaplumbağaları ise kendilerini denizin derinliklerine bırakarak sıcak günlerin gelmesini beklerler.

Günümüzde, soyunu sürdüren 250'ye yakın kaplumbağa türü bulunmaktadır.

Kaplumbağalar, ekosistemlerde önemli bir rol oynarlar. Bu hayvanlar, hem kara hem de su ekosistemlerinde bulunabilirler ve birçok tür, habitatlarının sağlığı için kritik öneme sahiptir.

• Karasal kaplumbağalar genellikle otçuldur ve bitkilerle beslenirler.
• Deniz kaplumbağaları ise genellikle denizanası, yumuşakçalar ve balıklar gibi çeşitli deniz organizmaları ile beslenirler.

Kabukları onları yırtıcılardan korur, ancak insan kaynaklı tehditler, özellikle habitat kaybı ve kirlilik, birçok kaplumbağa türünü tehlikeye sokmaktadır.

Kaplumbağaların korunması için çeşitli uluslararası ve yerel çabalar bulunmaktadır. Örneğin, bazı türler CITES (Nesli Tehlikede Olan Türlerin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme) kapsamında koruma altına alınmıştır.